Kapadokyayı gezdim!

Tarihine bakacak olursak...

İnsan yerleşimi Paleolitik döneme kadar uzanmaktadır. Hititler'in yaşadığı topraklar daha sonraki dönemlerde Hrıstiyanlığın en önemli merkezlerinden biri olmuştur. Kayalara oyulan evler ve kiliseler, bölgeyi Roma İmparatorluğu'nun baskısından kaçan Hıristiyanlar için devasa bir sığınak haline getirmiştir.

Kapadokya bölgesi, başta Nevşehir olmak üzere Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri illerine yayılmış bir bölgedir.

Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Coğrafi olaylar Peribacaları'nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peribacalarının içlerine evler, kiliseler ve manastırlar oymuş bunları fresklerle süsleyerek binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu'nun da önemli kavşaklarından biridir.

MÖ 12. yüzyılda Hitit İmparatorluğu'nun çöküşüyle bölgede karanlık bir dönem başlar. Bu dönemde Asur ve Frigya etkileri taşıyan geç Hitit Kralları bölgeye egemen olur. Bu Krallıklar MÖ 6. yüzyıldaki Pers işgaline kadar sürer.

Bugün kullanılan Kapadokya adı, Pers dilinde "Güzel Atlar Ülkesi" anlamına gelir. MÖ 332 yılında Büyük İskender Persleri yenilgiye uğratır, ama Kapadokya'da büyük bir dirençle karşılaşır. Bu dönemde Kapadokya Krallığı kurulur. MÖ 3. yüzyıl sonlarına doğru Romalıların gücü bölgede hissedilmeye başlar. MÖ 1. yüzyıl ortalarında Kapadokya Kralları, Romalı generallerin gücüyle atanmakta ve tahttan indirilmektedir. MS 17 yılında son Kapadokya kralı ölünce bölge Roma'nın bir eyaleti olur.

Sanırım bu kadar tarih dersi yeter sizin için :)

21 Mart Cumartesi akşamı 10 gibi yola çıktım(1 günlük gezi) ,sabah 4:30 gibi oradaydım,hava sisli olduğundan balona binemedim maalesef zaten fiyat olarak ta pahalı idi 150 euro idi yanlış hatırlamıyorsam.

Balondan sonra ilk vardığım yer sallanan köprü oldu. Sabahın köründe daha meydanda kimse yok iken oradaydım ve hava oldukça da soğuktu bildiğiniz komando gibi giyinmiştim üşümemek için anca dayandım bu şekilde. Dedim madem geldim soğuk falan dinlemeden çıktım otobüsten dışarıya çünkü grupla gezdim.Alttaki resimlerde köprü yok çünkü kendi çektiklerim haricinde koymuyorum kendi makinem arkadaştaydı. Ama diğer koyduklarım telefon ve eski makinemden. Kahvaltı için herkes kendi yaptıklarından yada pastahaneden aldıklarıyla gelmişti,bende bir şeyler almıştım evden onları getirdim ve köprünün sağ tarafında bir kahvehane vardı ve oraya grupça geçip kahvaltımızı yaptık çayla.

Bu anıt köprüyü geçinde karşınıza çıkıyor.

Kapadokya Yeraltı Çarşısı'na giremedik çünkü sabahın körüydü ve kapalıydı.

Şunu söylemeliyim ki çok sayıda yabancı turist var,genel olarak Çin,Kore,Rusya yada Ukrayna tam emin değilim, ama dillerden az çok anlarım nereli olduklarını fakat bunları pek çözemedim o yüzden yada kullandım.

Korelerilerden 2 bayan foto çekiyordu etrafı bende bir an önlerinde durup barış işareti yaptım anlaşılan bizimkiler pek yapmıyor olacak ki beni fark edip beni çekti daha sonra bayanlardan biri, ben ve bir arkadaşın koluna girip foto çektirdi tabii kendi telleri ile ve maalesef o an aklıma gelmedi mail alıp bana atmalarını istemek:(

Müze kart ile giriş yaptığım yer altı şehri bir bölümü

Şu muhteşem manzaraya bi bakın lütfen, harika resmen

Burasıda Hayal Vadisi

Aslında buranın adını rehberden duyduğumda böyle değişik güzel şekilde bir şeyler bekliyordum fakat sadece karşıma bu taştan şekil çıktı ve hayal kırıklığına uğradım.Kimileri bunun bir Deve'ye benzediğini söylüyor,ben birazda Salyangoz'a benzettim. Geniş olarak alttaki çektiğim resmi koyuyorum. Başkada bir halta benzeyen bir şey yoktu gördüğünüz üzere.

Efenim burada yani Avanos'ta büyük bir yemek yerine gittik adı Avanos Restorant idi, turistlerin çoklukta olduğu bir yer idi. Yemekler fena değildi en azından karnımı doyurdu :) o yetti bana. Tam çıktım merdivende sigara içiyorlar işgal etmişler ve bende ettim çıkınca:) tabii sigara içmedim çünkü içmiyorum. Önümde bir eleman boynunda dr dre var,tabii ağzım durmadı iyi para vermiştir dedim sesli olarak önümden geçerken çünkü yabancıdır nasılsa Türkçe bilmiyordur dedim aşağı indim ki Türkçe konuşuyordu:). Otobüse bindim sola baktım otobüse İstanbul Üniversitesi otobüsü öğrencileri gezmeye getirmiş yerli yabancı karışık sonra kapıya doğru bir baktım abi yok böyle güzel kızlar dedim,otobüsten inip diğerine binesim geldi valla :) neyse uzatmayayım yola çıktık tekrar ve Asmalı Konak'ın çekildiği yere gittim.

Ev dışından bir resim.

Hemen girişte bizi resimler karşılıyor.

Evdeki odaların çoğu kapalı idi neden bilmiyorum dışarıdaki yerler ise alt resimde gördüğünüz üzere bakım vardı ve gene kapalı idi :( . Yatak odası Tv'de büyük göstermişler çünkü daha küçüktü. Giriş ise 1 TL idi yanlış hatırlamıyorsam.

Tabii çömlekçi de gezdim:)

İşte karşınızda Chez Ali Usta. Chez fransızca bir kelimedir. Evinde,ülkesinde anlamlarına gelir. Çömlek milattan önce 1800 lerde Hititler tarafından bulunmuş. Ondan bu yana dededen babaya- babadan çocuğa geçmiş. Gidecen ve çömlekçiye uğramayacan! cık cık olmaz olmaaaaaz:)

Buda sitesi www.chezalicomlekcilik.com reklamını da yaptım:) ağabeyimin tanımıyorum ama yapayım dedim. Gitmişken tabii bir şeyler almadan çıkmak olmazdı,aldım bir şeyler işte.

Kapadokya güzel bir yer ben sevdim,bir daha gitmek isterim ama Allah bilir ne zaman:)? Ha! Yeraltı şehrine girerken sizden habersiz fotoğraflarınız çekilmiş oluyor ve çıkışta size söylüyorlar fotoğraflarınız burada almak isterseniz diye ve şaşırıyorsunuz ulan bu fotolar ne zaman çektiniz diye ve sorduğunuzda siz girerken diyorlar,bazı fotoları güzel yakalamışlardı bizim gruptakilerin,ve tabii beni de çekmişler,e gelmişiz gizli fotomuz çekilmiş 10 tl verip satın almamak olmaz ilk kez gelmişim bide fotoda direk vermiyorlar yani normal değil hediyelik olarak etrafında Kapadokya'ya mahsus küçük fotolar var.

Bu kadar :) diğer gezilerde görüşürüzzz...